Aydın KARASÜLEYMANOĞLU
Gelişen iletişim araçları bir yandan dünyayı küçültürken öte yandan haklı davaların duyurulmasına bir ölçüde de engel olmaktadır. Uzay uydu araçları, internet bağlantıları, yaygınlaşan TV kanalları, devreye sokulan dev rotatifler, teknolojik açıdan sonsuz kolaylıklar sunarken, küreselleşen ve değer yargıları değişen toplumların, böylesine hızlı iletişim ortamında dikkatlerini belli bir konuya yoğunlaştırmaları da aynı ölçüde zorlaşmaktadır. Öte yandan, kitlelerin kültür yapısına uygun yayın anlayışı, magazin programlarının ön plana çıkmasına neden olmuştur. Popüler kültürün egemen kılındığı, gerçeklerin yansıtılması ve de savunulmasından çok reyting, ardından da rant getirecek yayınlar önemsendiği için ulusal ve uluslararası alanlarda kamuoyu oluşturulması kolay bir iş değildir.
Şunu vurgulamak istiyoruz. Yarım yüzyıldan bu yana, yaşamsal sorunlarla baş başa bırakılan, dünyanın hiç bir yöresinde rastlanmayan acımasız ve dramatik uygulamalara muhatap olan Ahıskalılar, bu iletişim teknolojisinden yararlanarak seslerini yeterince duyuramamışlardır. Bu konuda eksikleri, yanlış stratejileri olsa bile bunun sorumlusu elbette ki salt Ahıskalılar değildir. Dünya kamuoyunun duyarsızlığı ya da bu olaylardan yeterince haberdar olmaması, gelişen iletişim araçlarının ne denli sorumluluk taşıdığını, hangi anlayışla görev yaptığını çok güzel kanıtlamaktadır.
Haksızlıkların giderilmesine ve sorunların çözülmesine öncülük etmesi gereken medya, tüketim kültürünü arttırmak ve bazı kesimlere rant sağlamak gibi bir işlevi üstlenmiş görüntüsü vermektedir. Geniş kitleleri etkileyen bir yerde de yönlendirmeye çalışan medyanın, dünyadaki birçok temel sorun gibi Ahıskalıların yersiz yurtsuz, vatansız bayraksız kalmalarına gerekli duyarlılığı gösterdiği söylenemez. Uluslararası platformlarda, bu halkın öz haklarını savunduğu da iddia edilemez.
Böylesine iğneyle kuyu kazarcasına yol alınacak bir ortamda Ahıskalılar ne yapmalıdırlar ki, seslerini duyurabilsinler? Yaşamsal haklarını savunabilsinler? Yurtlarına bayraklarına kavuşabilsinler?
Mayıs/2005 de Ankara’da yapılan Ahıskalılar gecesinde konuşan TBMM Başkanvekili Sayın Nevzat Pakdil, bu bağlamda bazı konulara değindi. Kamuoyunu etkilemek için bazı önerilerde bulundu. Örgütlenmek elbette ki ilk koşuldur. Yayın organları çıkararak bazı etkin çevrelerle iletişim kurmak, sorunları olanca çıplaklığıyla dinamik kesimlere duyurmak, elbette ki gerekli bir yoldur.
Ahıska sorunlarını değişik platformlara taşımaya çalışan bu konuyla yatıp kalkan Federasyon Başkanı Yunus Zeyrek öncülüğünde kalıcı ve köklü adımların atıldığına tanık oluyoruz. Geçen yıl yine Gazi Üniversitesinde yapılan gece ile Ahıska Türkleri Birinci Ankara Konferansına ve diğer etkinliklere katılmış bir kişi olarak her geçen gün Ankara’da ilginin arttığını görüyoruz. Bu tür çabalarını yakından izlediğimizde, Ahıskalılarla kader birliği yapma, onları haklı davalarında destekleme duygularımız artıyor. Bu dramatik tarihi olayla ilgili bilgimiz içerik, duygularımız da derinlik kazanıyor. Ahıska gecelerine katılan herkes gibi biz de duygulu anlar yaşıyoruz. Ahıskalı gençlerin içten, katıksız tavırlarıyla olayları sergilemeye çalışması gözlerimizi yaşartıyor.
Bunlar gerekli çabalar ancak TBMM Başkanvekilinin önerisi de çok önemli. O diyor ki, kamuoyu oluşturmanın en etkin yolu Ahıskalıların arasından da ünlü bir sanatçı, bilim adamı, yazar ve ozan çıkmalı ve onlar bu sorunu uluslararası gündeme taşımalı. Bu, yerinde bir gözlemdir. Ahıskalılardan da ozan, yazar, sanatçı, kültür adamı elbette ki çıkmıştır, çıkacaktır da. Bunlar arasında üne kavuşanların iyi değerlendirilmesi, eserlerinin ön plana çıkartılması gerekir. Salt üstün çabayla sanatçı olunamayacağı ortadadır. Bu yetenek işidir. Ancak Ahıskalılar ve onların dostları, sorunlarına ilgi gösterenler arasından da çıkacak bir kişi bu davaya önemli katkılar yapabilir diye düşünüyoruz.
Bunun için de, Ahıskalılarla kader birliği yapan insanlarla sıcak ilişkiler kurmak, her geçen gün çemberi geliştirmek zorunlu bir strateji olarak kabul edilmelidir. Biz öyle sanıyoruz ki, ayrıntılarıyla Ahıskalılar konusunda bilgi edinen herkes, bu davada yer almaktan kaçınmayacaktır. Ahıskalı kardeşleriyle el ele omuz omuza olmayı görev bilecektir.