TRT’de Göç Hikayeleri ve Yanlışları

7 Mart 2007-Çarşamba akşamı, saat 22.30’da TRT-2 TV kanalında Göç Hikâyeleri adlı bir bölümlük belgesel yayınlandı. Merakla seyredilen programın bazı yanlış bilgiler üzerine kurulmuş olması, üzüntü ve tepkiye sebep oldu. Bir daha anlaşıldı ki, “Ağlarsa anam ağlar, gayrısı yalan ağlar…”

AHDEF Başkanı Yunus Zeyrek, TRT nezdinde girişimde bulunarak programda kullanılan bazı ifadelerin, yanlış anlamalara sebep olacağını söyledi. Esasen bu iddiaların yeni olmadığını, fakat TRT gibi bir devlet kurumunun böyle yanlış tezlere alet olmaması gerektiğini dile getirdi.

Daha sonra Zeyrek’i telefonla arayan programın yapımcısı Sibel Değer, bu programı, ıstırap çeken diğer Türk toplulukları gibi Ahıska Türklerinin de çektiği acıları kamuoyuna sunmak amacıyla yaptığını söyledi.

Zeyrek, kendilerinin iyi niyetinden asla şüpheleri bulunmadığını söyleyerek, programda öne çıkan birkaç hususun açıklanmaya muhtaç olduğundan bahisle şunları söyledi:

“Program, Ahıska Türklerinin, 1578 yılında Osmanlı ordusunun Gürcistan’ı fethinden sonra Anadolu’dan götürülerek o bölgeye iskân edildiğini söyleyerek başladı. Tarih kaynaklarının kaydetmediği bu tez, Ahıska Türklerine vatan kapılarını açmayan Gürcülerin, “Türklerin vatanı Türkiye’dir! Buralara sonradan geldiniz. Dolayısıyla Ahıska sizin vatanınız değildir!” şeklinde özetlenebilecek yanlış iddialarına dayanmaktadır. Hiçbir Türk böyle bir yalanı kabul edemez! Zira Dede Korkut Kitabı’ndaki hikâyelerde geçen Oğuz-Kıpçak savaşlarının Müslüman Oğuz tarafı Anadolu’da yaşamaktaydı, peki Hıristiyan Kıpçak Türkleri nerede yaşıyordu? Millî Gürcü Tarihi olan Kartlis Çxovrebaadlı kaynak, MÖ. Makedonyalı İskender’in seferi sırasında bölgede Kıpçak ve Buntürklerin yaşadığından bahsetmektedir. Buntürk ise otokton/yerli Türk anlamına gelmektedir. Büyük tarihçilerimiz Zeki Velidî Togan, M. Fahrettin Kırzıoğlu ve Akdes Nimet Kurat’ın eserlerinde açık bilgiler mevcuttur. Son yıllarda bölgenin tarihi ve kültürü üzerine bizim neşrettiğimiz araştırmaları okumadan böyle yayınlar yapmak, bu tür yanlışlara sebep olmaktadır. Kısaca, Ahıska ve çevresi kadîm bir Türk yurdudur; Ahıska Türkleri, Anadolu’dan gitmiş değil, oranın yerli halkıdır. Ahıska Türklerinin vatan mücadelesinin Avrupa Konseyi gündeminde olduğu kritik bir zamanda böyle bir gafın yapılmış olması fevkalâde üzücüdür. Bu yayının, 27 Ocakta İstanbul’da yapılan Uluslararası Ahıska Türkleri Vatana Dönüş Konferansı’nın ardından yapılması, zihinleri bulandırmıştır!

Programda dile getirilen ikinci husus isim meselesidir. “Kendilerine Ahıska Türkleri denilmesini istemiyorlar, Osmanlı Türkleri denilmesini istiyorlar!” denildi. Ahıska, bir şehrin adıdır. Kerkük Türkleri, Kırım Türkleri, Batı Trakya Türkleri denilebiliyorsa, Ahıska Türkleri neden denilemesin ki… Bu söz, etnik bir anlam ifade etmemekte, sadece coğrafî bir nisbet anlamı taşımaktadır. Osmanlı Türkü diye bir Türk topluluğu mevcut değildir! Bilindiği gibi Osmanlı, Oğuzların Kayı boyundan bir kişinin ve ona nisbetle devlet kurucusu bir ailenin ismidir.

Üçüncü husus, programa çıkarılan ve bugün Ahıskalıları temsil yetkisi bulunmayan bir kişinin kafa karıştıran sözleridir. Bu zat, “Çok kitap okudum, düşündüm taşındım, dedim ki ben Türk isem, benim vatanım Türkiye’dir!”derken, Ahıskalıların yıllardan beri verdiği vatan mücadelesini bırakmaya mı çağırıyor? Ve Gürcistan’ın işini kolaylaştırmak gibi bir görevi mi var? Bu arkadaş, hâlâ sürgünde ve bin bir diyarda yaşayan Ahıskalıları hiç düşünmüyor mu? 1990’lı yılların başlarında Türkiye’ye gelmek için çabalarken kendisinden ‘Ahıska Türklerinin lideri’ olarak söz edilmekteydi! On beş seneden beri vatandaş olarak Türkiye’de yaşayan bu sayın lider, liderlikten emekli mi oldu? Kendisine millî davayı sulandıran söz ve davranışlarda bulunmamasını tavsiye ederiz. “Türk olanın vatanı Türkiye’dir!” buyuruyor. Yani 250 milyonluk Türk dünyasının sadece bir kısmının Türkiye’de yaşadığını bilmiyor yahut Türkiye dışındakileri Türk saymıyor mu?  Veyahut da herkesi Türkiye’ye mi davet ediyor?

TRT, devletimizin Ahıska Türkleri ile ilgili -bizim bilmediğimiz- yeni bir niyet veya projesine dayanarak mı bu programı yayınladı? Ahıskalılar, bunu bilmek ister. Aksi takdirde umut tacirliği yapılmış olur. Halbuki Türkiye’ye gelenlerin durumu ortada! İkamet, vatandaşlık, çalışma izni, diploma denkliği, eğitim, sosyal güvenlik vs. bir yığın problem çözüm bekliyor!”