Bizim Ahıska’ya Mektup:

Yazan: Rahile BİNALİKIZI

Ben halkımın başına gelenleri yaşamadım. Ama yaşayanları dinleyip yazılanları okurken ben de o günleri yaşıyor ve üzülüyorum.

Halkımızın uğradığı zulüm ve kırgınların hikâyelerini Yunus Zeyrek’in Ahıska Bölgesi ve Ahıska Türkleri adlı kitabında, büyük bir merakla okuyorum. Bu faciaları okurken kendimi tutamıyor, ağlıyorum. Neler yaşamış bu halk… Sürgün ve sürgün sonrası…  1941-1945 savaşının geride bıraktığı zorluklar ve acılar… Açlık ve hastalık dolu yıllar. Bütün bunlar, 1944 sürgününü daha da ağırlaştırmıştır. Ve sonra 1989-Fergana!

Bütün bu olaylar, yaşlılarımızın ve minicik bebeklerimizin değil,  yarına umutla bakan gençlerimizin de yolunu kesmiştir. Bu ıstıraplar, onların istikbale giden yollarına bir haramî gibi çıkmıştır. Bu engelleri aşarak tahsilini tamamlayarak iş güç sahibi olanlarımız da yok değil. Kimi Rusça, kimi Kazak, Özbek, Kırgız veya Azerbaycan mahallî dillerinde eğitim gördü. Her şeye rağmen ne mutlu onlara ki bu zorlu yolları başarıyla bitirdiler.

Ya okul yıllarının her safhasında göçten göçe gidenler? İşte  asıl ıstırap çekenler onlar… Kim ister ki böyle olmasını…

Kim ister, yılların emeğini dökerek yapıp diktiği evi barkı terk etmeyi… Kim ister kalbindeki umutlarla sulayıp yaşattığı goncaların solmasını…

Acaba bu halk günahkâr mı? Kusurlu mu?

Ama bu halk değil mi sırası gelince yurdunu arslanlar gibi savunan, bu halk değil mi gittiği her yeri âbâd eden…

Buna asrın darbesi mi demeli? Yoksa kader mi?

Çekilenlerin adı ne olursa olsun… Acaba bunlar sona erecek mi?

Adı ne olursa olsun… Vatandan çok uzaklarda, bin bir ıstırapla yaşamak zorunda kalan, vatan diye inleyen babalarımızın; oğullarını yetiştirip asker eden annelerimizin gözleri daha ne kadar yaşlı kalacak?

Daha ne kadar birbirinden ayrı düşmüş bacı kardeşler, yok pasaport, yok şu belge veya şu kadar paradan ötürü kavuşmak ümidiyle hayata veda edecekler. Daha nice ayrılık türküleri söyleyecekler…

Fakirlik belimi büktü kardaşım,
Bir türlü yanına ulaşamadım.
Oturup yastığın başında senin
Bir kelime bile konuşamadım.

Aziz gençlerimiz, nerede olursanız olun, namusla çalışın. Yaşadığınız yerde ekmeğini yediğiniz toprak için ve eğer nasip olursa vatanımız için yararlı bir insan olarak yetişin. Yarınlara umutla bakın. Allah’ın izni, Ahıskalıların gayreti ve bütün Türk kardeşlerimizin yardımıyla vatanımıza kavuşacağız.